Şizoid Kişilik

Şizoid kişilik, yetişkinliğin ilk dönemlerinde başlayıp yapılaşan ve insanlara ilgisizlik ile duygusal yaşantılarında ki ağırdan alan sert duruşlarıyla belirlenen bir kişilik bozukluğudur. Genellikle tek başına olmayı yeğleyen sizi kişi insanlarla birlikte olma isteği duymaz, birlikte olmaktan da zevk almaz. Cinsel istek yoktur sadece nadiren belirme ihtimali vardır. Kızgınlık ya da neşelenme gibi güçlü duygusal yaşantıları yokmuş izlenimini verir. Başkalarının övgü ya da eleştirilerine karsı duyarsızdır. Yüz ifadesi donuktur, mimik ve el-kol hareketleri ender gözlenir.
Sizi kişi insanlarla yakinlik kurabilmek için gizli bir istek yasar ancak korkuları nedeniyle bunu bastırır. Dörderline ve sizi kişilik bozukluğu benzer semptomlara sahip olmada McGlashan tarafından yapılan ve uzun bir süreyi kapsayan bir araştırmada, sizi kişilik bozukluğu ile şizofreninin aslında birbirleriyle ilintili durumlar olduğu, buna karşılık dörderline kişiliğin daha çok efektif bozukluklarla yakinlik gösterdiği aşikâr olmuştur. Sizi kişinin dıştan verdiği izlenim ile iç dünyası birbirinden oldukça farklıdır. Bay Aktar’ın yaklaşımına göre, sizi kişi görünürde dünyadan kopuk, kendine yeten, cinselliğe karsı ilgisiz ve ahlak kurallarına önem veren biri izlenimini verdiği halde, iç dünyasında asri duyarlı, duygusal beklentileri yoğun, çok dikkatli, yaratıcı, çoğu kez sapkın ve dürüst olmayabilir biridir . Bu kutuplaşma, bilinç ve bilinçdışısı kişilik özelliklerinin değil, benliğin iki parçaya ayrılmış olarak ve bütünleşemeden yaşanmasının yansımalarıdır. Bu nedenle sizi kişiler kim olduklarını hiçbir zaman tam algılayamadan son derece çelişkili duygular, istekler, düşünceler ve dürtüler arasında sürekli bocalarlar
Obje ilişkileri kuramcılarından Balin (1968), sizi hastalarda ilişki kuruma konusunda yapılaşmış yoksunluktan s etmiştir. Bu durum kişinin bebeklik döneminde yetersiz bir anneyle geçir ya da santiarla ilintili olan “temel Hasta’dan kaynaklanır. Ona göre sizi hastanın güçlükleri, nevrofik kişilerde olduğu gibi içsel ir çatışma la değil, kişiliğin temelinde hala yetersizlikle açıklanabilir. APEX’e göre (1974) , sizi kişiler, terk edilme ve dağılma korkularla yasarlar. Sizi kişiler, terk edilme ve dağılma korkuları yasarlar. Birinden bir şeyler kabul etmek, denetlemek altında tutulan bağımlılık eğilimlerinin ve birliğinin içinde erime korkularının etkinlik kazanması riskini de beraberinde getirir. Sevgi, bir insanla iççice geçişerek kendi kimliğini yitirme ve diğer insani da yok etme bir anlamını taşır. Winnicott’a göre ise (1963), sizi kişinin kendini soyutlaması, başkalarıyla sürdürülecek yüzeysel ilişkiler sonucu “yapay benliğin yaşanmasına izin vererek otantik varoluşundan vazgeçmektense” gerçek benliğiyle “‘ilişkisini ve buna dair çabalarını yansıtır. Winnicott, hepimizde iletişim istemeyen bir yan olduğu ve sizi kişinin iletişimsizlik isteme hakkına saygı göstermek gerektiği düşüncesindedir. Erigen de (1973) sizi kişilerin asri soyutlanma ve kaçınma çabalarının, “kapalı tuttukları benlikleriyle” temas kurabilmelerini sağladığını anlatır. sizi kişi

, benliğinin diğer benlik imgeleriyle bütünleşmesini ancak bu yoldan gerçekleştirir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir