Paranoid Kişilik Bozukluğu

İnsanlar hatta toplum grupları dahi, içinde bulundukları koşullardan dolay geçici bir süre için çevresindeki insanların kendini küçük düşürücü ya da tehdit edici davranışlarda bulunduğuna inanabilir bu tarz dönemlerden geçmeleri normaldir. Ancak paranda kişilik bozukluğunda kültürel dönemlerden veya bulunduğu grup dinamiklerinden bağımsız olarak bu durum değişmez hatta radikal şekilde sürdürülmeye çalışılır. Bunun sebebi bel ki de Paranda kişiliğin başlıca özelliği olan ego sin tonik oluşları yani kendini topluma yabancı uyumsuz olarak nitelemeleridir. Paranda kişiler genellikle bitmek bilmeyen güven sorularıyla sorularıyla daraldıkları ailesinden viyada arkadaşları tarafından yöneltilen arkadaşlığı bitirme isten çıkarma gibi kritik tehditler üzerine psikolojiye başvurur. Fakat bu durumda bile kendilerinde psikolojik bir bozukluk olduğuna inanmazlar ve terapi süresince herhangi bir geçerli dayanakları olmaksızın ihanete ve haksızlığa uğradıklarından yakınırlar.

Sıradan konuşmalar ve olaylardan kendisini küçültücü ya da tehdit edici anlamlar çikarir.Kendisine yönelik bir olay gerçekten olduğunda ise helmence saldırıya geçerler dahası bunu hayatları boyunca asla affetmezler çünkü kendilerine ömürleri boyunca dayanak olacak bir malzeme geçmiştir. Başkalarına anlatacağından korktuğu için kendisiyle alakalı konuları başkasına anlatmaktan kaçinir.Hiç bir neden olmadığı halde esinin ve ya partnerinin sadakatinden kuşku duyabilir. Kısacası farkında olmadan yalnız kalmak için ellerinden geleni yaparlar.
Bu sebeplerde paranda kişinin ilişkilerinde süreklilik yoktur. Yalnızca yaşanan an algılanır ve ona göre tepkiler verirler. Her ilişkiye kuşkularının gerçekleşeceği beklentisiyle yaklaşır. Dünyanın güvenilmez yabancı insanlarla dolu olduğu inancından kaynaklanan sürekli bir ünsiyete yasarlar.(ogden1986)

Paranda kişinin yaşantıları sliptin(yarılma) üzerine kurulmuş bir savunma sistemi tarafından yönlendirilir yani onlar için sadece siyah ve beyaz iyi ve kötü vardır. Bu kişiler bebeklik döneminde sevgi ve kızgınlığın ayni objede yaşanabileceğini öğrenmeyip paranda sizi bir durum içinde kitli kalmışlardır. Mesela sevgi ve nefret duyguyu ayni insanda birleştirmeye çalıştığında nefretin egemen olup sevgiyi yok edeceği korkusu endişeye sebep olur. Bunun üstesinden gelebilmek için sliptin yoluyla tüm kötülükleri diş dünyadaki insanlara yönlendirir. Böylece iç dünyasındaki “saldırgan ve onun kurbanı” imgeleri dıştaki gerçek dünyaya yansıtılarak yasanir.Dis dünyada somutlaştırdığı saldırganın kurban etmek istedikleri kişi olduğuna ve kendini sürekli savunması gerektiğine inanarak yasar. Dünyayı böyle algılayarak yasaması paranda kişinin içleştirilmiş imgeleri arasında ki gerilimin rahatlamasını sağlar. Böylelikle gerilim gerçektendi diş dünya ile kendi arasında yaşanır.
Parodin sizi kişide kilitli kalmış kişide benlik gelişmesini tamamlayama mistir. Bu nedenle simge ve simgeleyenin ahirimi yapılamaz

,” Hakkımda iyi düşünmediğini saniyorum”un yerini “ Hakkımda iyi düşünmediğini biliyorum” alır.
Diğer yaygın savunma mekanizması Yansıtma ve yansıtmalı özdeşleşmedir (Project ive identification) Paranda kişi kendi içinde yasadığı tehdidi diş dünyadan kendisine yöneliyormuşçasına yansıtmakla da yetinmeyerek diş dünyadaki insanları denetimine alır. Tabi buna kimse yabancı değildir illaki ikili insan ilişkinizde bu savunma mekanizmasıyla sizi esir eden birisi olmuştur. Fakat Yansıtmalı özdeşleşme mekanizması, paranda kişilerde fazladan olarak kendi dışındaki insanları patolojik şekilde kendi yazgısı kaderi için hayatindeymiş gibi görmesine neden olur.
Aslında diğer inşaları denetim altında tutma ihtiyacı paranda kişinin kişinin kendine olan saygısının düşük olmasından kaynaklanır. Kişiliğinin derinlerinde kendisini zayıf ve etkisiz bir varlık olarak algılandığından diş dünyayı karsısına almış mücadeleci özel bir insan olduğu duygusunu hissettirerek bu tarz duygularını önler. Boyun eğmekten çok korktuğu için bir insanine kendisine yaklaşması üzerinde egemenlik kurulacağı korkusu yasamasına neden olur Bu durum zamanında Freud’unda söylediği gibi edilgin eşcinsel olma korkusu olaraktan yaşanabilir. Başarılı sonuç veren terapi süreçlerinde yansıtma mekanizmasının altında yaşanan depresyonun kolayca fark edilebildiği birçok kiniysen tarafında tespit edilmiştir.

Sıradan konuşmalar ve olaylardan kendisini küçültücü ya da tehdit edici anlamlar çikarir.Kendisine yönelik bir olay gerçekten olduğunda ise helmence saldırıya geçerler dahası bunu hayatları boyunca asla affetmezler çünkü kendilerine ömürleri boyunca dayanak olacak bir malzeme geçmiştir. Başkalarına anlatacağından korktuğu için kendisiyle alakalı konuları başkasına anlatmaktan kaçinir.Hiç bir neden olmadığı halde esinin ve ya partnerinin sadakatinden kuşku duyabilir. Kısacası farkında olmadan yalnız kalmak için ellerinden geleni yaparlar.
Bu sebeplerde paranda kişinin ilişkilerinde süreklilik yoktur. Yalnızca yaşanan an algılanır ve ona göre tepkiler verirler. Her ilişkiye kuşkularının gerçekleşeceği beklentisiyle yaklaşır. Dünyanın güvenilmez yabancı insanlarla dolu olduğu inancından kaynaklanan sürekli bir ünsiyete yasarlar.(ogden1986)
Paranda kişinin yaşantıları sliptin(yarılma) üzerine kurulmuş bir savunma sistemi tarafından yönlendirilir yani onlar için sadece siyah ve beyaz iyi ve kötü vardır. Bu kişiler bebeklik döneminde sevgi ve kızgınlığın ayni objede yaşanabileceğini öğrenmeyip paranda sizi bir durum içinde kitli kalmışlardır. Mesela sevgi ve nefret duyguyu ayni insanda birleştirmeye çalıştığında nefretin egemen olup sevgiyi yok edeceği korkusu endişeye sebep olur. Bunun üstesinden gelebilmek için sliptin yoluyla tüm kötülükleri diş dünyadaki insanlara yönlendirir. Böylece iç dünyasındaki “saldırgan ve onun kurbanı” imgeleri dıştaki gerçek dünyaya yansıtılarak yasanir.Dis dünyada somutlaştırdığı saldırganın kurban etmek istedikleri kişi olduğuna ve kendini sürekli savunması gerektiğine inanarak yasar. Dünyayı böyle algılayarak yasaması paranda kişinin içleştirilmiş imgeleri arasında ki gerilimin rahatlamasını sağlar. Böylelikle gerilim gerçektendi diş dünya ile kendi arasında yaşanır.
Parodin sizi kişide kilitli kalmış kişide benlik gelişmesini tamamlayama mistir. Bu nedenle simge ve simgeleyenin ahirimi yapılamaz,” Hakkımda iyi düşünmediğini saniyorum”un yerini “ Hakkımda iyi düşünmediğini biliyorum” alır.
Diğer yaygın savunma mekanizması Yansıtma ve yansıtmalı özdeşleşmedir (Project ive identification) Paranda kişi kendi içinde yasadığı tehdidi diş dünyadan kendisine yöneliyormuşçasına yansıtmakla da yetinmeyerek diş dünyadaki insanları denetimine alır. Tabi buna kimse yabancı değildir illaki ikili insan ilişkinizde bu savunma mekanizmasıyla sizi esir eden birisi olmuştur. Fakat Yansıtmalı özdeşleşme mekanizması, paranda kişilerde fazladan olarak kendi dışındaki insanları patolojik şekilde kendi yazgısı kaderi için hayatindeymiş gibi görmesine neden olur.
Aslında diğer inşaları denetim altında tutma ihtiyacı paranda kişinin kişinin kendine olan saygısının düşük olmasından kaynaklanır. Kişiliğinin derinlerinde kendisini zayıf ve etkisiz bir varlık olarak algılandığından diş dünyayı karsısına almış mücadeleci özel bir insan olduğu duygusunu hissettirerek bu tarz duygularını önler. Boyun eğmekten çok korktuğu için bir insanine kendisine yaklaşması üzerinde egemenlik kurulacağı korkusu yasamasına neden olur Bu durum zamanında Freud’unda söylediği gibi edilgin eşcinsel olma korkusu olaraktan yaşanabilir. Başarılı sonuç veren terapi süreçlerinde yansıtma mekanizmasının altında yaşanan depresyonun kolayca fark edilebildiği birçok kiniysen tarafında tespit edilmiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir