Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu (Psikopat veya Sosyopat Kişilikler)

Neredeyse her insan özellikle duygusal olanlar bir dönem için toplum inançlarina ve degerlerine ters düsen davranislarda bulunurlar. Bu davranislarin önemli bir bölümü, bireylerin içsel çatismalarindan ya da biyolojik zeminli ruhsal bozuluklarindan kaynaklanan ikincil klinik belirtiler olabildigi gibi, politik ya da ekonomik nedenlere bagli olarak ortaya çikan ve klinik psikiyatrinin kapsami disinda kalan olgulardan sebebli de olabilir fakat bu dönemler kimseyi tam anlamiyla bir psikopat yapmaz.

Fkat gerçek anlamda psikopat olanlar için “antisosyal kisilik bozuklugu” basligi altinda zaman zaman evden kaçma ve bazen geceyi disarda geçirme, bedensel kavgalara karisan ve çogu kez bunlari baslatan, bazen silah kullanabilen, baskalarini cinsel iliskiye zorlayan, insanlara ve hayvaniara zalimce davranabilen, baskalarinin malina kasitli olarak zarar verebilen ya da yangin çikaran, sik yalan söyleyen, hirsizlik yapabilen, bir iste sürekli çalisamayan ya da makul mazeret göstererneden zaman zaman isine gelmeyen, parasal sorumluluklarini üstlenemeyen, borçlarini ödemeyen, ailesinin geçimini düzenli olarak saglamayan,bir yerden digerine, bir isten digerine, hiçbir yerde tutunamadan dolasabilen, kendisinin ya da baskalarinin güvenligini hiçe sayareasma davranan, örnegin asiri sarhos ya da çok hizli araba kullanan, pismanlik ya da suçluluk duyamayan, baskalarini ineitme ya da sömürmesine daima hakli gerekçeler bulan, bir çok insan incelenmektedi. Geçmiste, “psikopat”, “sosyopat” ve “karakter bozuklugu” olarakda adlandirilmis olan bu durum geleneksel olarak tedavi edilemez olarak kabul edilmistir.

 Hatta tedavi sürecinde sabir ölçen bu hastalik grubu yinede popüler kültür sayesinde en kapsamli bir biçimde incelenmis alanlardandir.

Isin asli bu insanlar toplumda her safhada görülebilen insanlarla yüzeysel fakat bencil sorumsuz iliskiler kuran bir gruptur. Empatiden yoksun bir biçimde karsidakilerin duygularini ölçemedikleri gibi üzerine kendi isteklerine yönelik olarak karsidaki insanlara zarar verecek seylere dogru onlari yönlendirmislerdir. Sonraki yillarda psikopat terimi giderek terk edilmis ve onun yerine, bu durumun kökeninin psikolojik olmaktan çok toplumsal oldugu varsayimindan esinlenerek sosyopat terimi kullanilir olmustur.

Dahada temele inecek olursak

Biyolojik etmenlerin yasamin ilk yillarindaki bebek-anne iliskilerini de etkiledigi sanilmaktadir. Yapilan arastirmalar

, antisosyal hastalarin çocukluklarinda ebeveyn figürleri tarafindan ihmal edilmis ya da onlarin kötü davranisiarina maruz kalmis oldugunu göstermektedir. Bazilarina göre (Meloy, 1988), yapisal etmenler nedeniyle bu insanlarin bebekken sakinlestirilmelerinin zor olmasi, ebeveynleri ile karsilikli bir bagin olusumunu engellemektedir. Sorumlulugun anneye ya da bebege ait oldugu sorusu bir yana, kesin olan, bu insanlarin gelisim süreçleri içinde obje iliskisi sürekliligini ögrenememis olmalaridir. (Mahler ve arkadaslari, 1975). Narsisistik kisilik bozuklugunda oldugu gibi, bu insanlarda rahatlatici annenin içlestirilmis imgesinden yoksundurlar. Bu nedenle onlar da narsisistik kisiler gibi iddiali ve sismis bir benlik gelistirmislerdir. Ancak, narsisistik kisilerden çok önemli bir farklilik gösterirler. Kernberg (1975), narsisistik kisilerdeki sismis benligin, gerçek benlik, ideal benlik ve içlestirilmisideal objenin birbirine geçismesinden olustugunu anlatir. Psikopatkiside içlestirilen ideal obje, saldirgan ve yabanci bir selfobjedir

{Meloy, 1988). Bir baska deyisle, psikopatide içlestirilen obje, yabanci, dolayisiyla güvenilmez ve bebege kötülük yapabilecek bir ebeveyn ile yasanmis olanlari yansitir. Büyük bir olasilikla, bebegin kendi yasantilarinin izlerini tasir.Temel güvenin yani sira anne sevgisini de hiç yasayamamis olma, psikopat kisinin sonraki gelisimindeki agir sonuçlari beraberinde getirir. Içlestirme sürecindeki bu önemli aksaklik süperego gelisimini de önemli ölçüde engelleyeceginden, insanligin temel niteliklerinden yoksun ve tek deger sistemi saldirgan güç gösterileriyle sinirlarran bir varligin ortaya çikmasina neden olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir